30 Nisan 2011 Cumartesi

TBL 29.Hafta : Fenerbahçe Ülker Mersin B.B'yi 7 Eksikle Geçti.83-79


Fenerbahçe Ülker Son Periyotta Sonuca Gitti.
29.04.2011

Beko Basketbol Ligi’nin 29. haftasının açılış maçında Fenerbahçe Ülker, Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni 83-79 mağlup etti.

Ligin 29. haftasında lider Fenerbahçe Ülker, on üçüncü sırada bulunan Mersin Büyükşehir Belediyesi’ni konuk etti. Maçtan İstanbul temsilcisi, 83-79 galip ayrıldı.

Mücadeleye ev sahibi takım 3 sayı çizgisinin gerisinden Emir Preldzic’in arka arkaya bulduğu basketlerle başladı. Alex Sacales- Anthony Grundy ikilisi ile potasındaki sayılara karşılık veren Mersin Büyükşehir Belediyesi, boyalı alanda Oğuz Savaş’ı durdurmakta zorlandı. İlk 5 dakikalık bölümü Fenerbahçe Ülker 12-7 üstün geçti. Nedim Yücel’in serbest atışlardan kazandırdığı sayılarla skoru 12-13’e taşıyan konuk takım maçta ilk kez öne geçti. Emir Preldzic’in hücumdaki etkili oyunu ile Sarı Lacivertliler, ilk periyodu 19-16 önde tamamladı.

İkinci periyoda Sean May’in üst üste bulduğu basketlerle başlayan Fenerbahçe Ülker, Nedim Yücel’in 8 sayısına engel olmayınca Mersin temsilcisi bir kez daha 23-24 ile skor avantajını ele geçirdi. Kerem Hotiç’in 3 sayılık basketinin ardından Sarunas Jasikevicius ile skor üreten İstanbul temsilcisine, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mutlu Demir ve Anthony Grundy ile hemen karşılık verdi. Ribaundlarda üstün olduğu dakikaları Nestoras Kommatos ile skor olarak da besleyen konuk takım 18. dakikada farkı 9 sayıya çıkarttı (34-43). Kerem Hotiç’in 3 sayılık basketi ile suskunluğunu bozan ev sahibi takım, 6-0’lık seri ile farkı 3 sayıya indirirken, soyunma odasına Mersin Büyükşehir Belediyesi serbest atış çizgisinden bulduğu sayılarla 40-45 üstün gitti.

Mersin Büyükşehir Belediyesi, Nedim Yücel’in, Fenerbahçe Ülker ise Roko Ukic’in basketi ile üçüncü periyoda başlarken, rakibinin top kayıplarını iyi değerlendiren konuk takım skordaki üstünlüğünü korudu. Darjus Lavrinovic- Roko Ukic ikilisinin basketleri ile Sarı Lacivertliler, 9 sayılık farkı 23. dakikada 1 sayıya indirdi (50-51). Anthony Grundy ile boyalı alandan skor üreten Mersin temsilcisi, Erbil Eroğlu’nun 3 sayılık basketlerine engel olmadı ve Fenerbahçe Ülker, 25. dakikada üstünlüğü ele geçirdi (56-55). Karşılıklı basketlerle dengede giden mücadelenin son periyoduna İstanbul temsilcisi, 65-62 önde girdi.

Karşılaşmanın final periyoduna Anthony Grundy’in basketi ile başlayan konuk takım, Sarunas Jasikevicius-Oğuz Savaş ikilisinin sayılarına engel olamayınca Fenerbahçe Ülker, 33. dakikaya 6 sayılık üstünlükle 71-65 önde girdi. İkili sıkıştırmalarla savunma direncini arttıran Sarı Lacivertliler, farkı arttırırken, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Nedim Yücel ve Alex Sacales ile maça ortak olmaya çalıştı. Karşılaşmanın son 3 dakikasına 76-73 Fenerbahçe Ülker önde girdi. Vincent Grier’in sayılarına da hemen yanıt veren Sarı Lacivertliler, mücadeleden 83-79 galip ayrıldı.

SALON:
Sinan Erdem

HAKEMLER:
Ersan Ergüler-Tunçtan Durmuşcan-Ozan Çakar

FENERBAHÇE ÜLKER (83): Roko Ukic 9 (2 ribaund-4 asist), Erbil Eroğlu 6 (1 ribaund-1 asist), Darjus Lavrinovic 14 (8 ribaund-3 asist), Sarunas Jasikevicius 16 (1 ribaund-3 asist), Kaya Peker (4 ribaund), Oğuz Savaş 12 (9 ribaund-1 asist), Kerem Hotiç 6 (1 ribaund-1 asist), Sean May 4 (3 ribaund), Emir Preldzic 16 (5 ribaund-5 asist)

MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE (79): Asım Pars (2 ribaund-2 asist), Nedim Yücel 17 (10 ribaund-2 asist), Alex Sacales 16 (3 ribaund-3 asist), Vincent Grier 16 (6 ribaund-2 asist), Anthony Grundy 19 (4 ribaund-5 asist), Valentin Pastal (1 ribaund), Nestoras Kommatos 7 (2 ribaund), Mutlu Demir 4 (5 ribaund).

1.PERİYOT: 19-16
2.PERİYOT: 21-29
3.PERİYOT: 25-17
4.PERİYOT: 18-17




 * Tebrikler takıma ve teknik heyete.
* 7 eksikle oynamamıza rağmen kazanmamız güzel.
* Ayrıca Erbil ve Kerem Hotiç'in de katkılarıyla oynamak güzel.
* 2 kez 9 sayı farkla geriye düşmemize rağmen kazandık.Sadece 2.çeyrekte kötüydük.
* Saras,Oğuz,Emir,Ukiç ve Lavrinoviç en fazla katkı yapan isimler oldular.
* Gözler Erbil ve Kerem Hotiç'teydi.Erbil daha önceki maçlarda süre almıştı  ama Kerem Hotiç Bornova Belediye maçındaki 03.58 dk.dan sonra ilk  kez bu kadar süre aldı ve katkı yaptı.
İkisi de gelecek için önemli ışık yaktılar.
Erbil 14.07 dakikada 6 sayı (4/2 üçlük,1/0 ikilik),1 ribaunt,1 asist,1 top kaybı,
Kerem Hotiç 15.16 dakikada 6 sayı (4/2 üçlük),1 ribaunt,1 asist ile oynadılar.
Keşke Berkay Candan da süre alabilseydi.Kadroda ayrıca Oğuzhan Turan ve Nuri Güney Gül de yer aldı.
* Serbest atışlarımız gene facia.13/5.% 38.Niye önlem almıyorlar bilemiyorum ?
* Mersin B.B.'de en iyi isim Nedim Yücel'di.17 sayı,10 ribaunt ile double double yaptı.Bu sezon çok başarılı.Transferi  düşünülebilir diyeceğim ama 32 yaşına da geldi.13.5 sayı,11.2 ribaunt ortalaması var.

24 Nisan 2011 Pazar

Cengaverler Doping Pilsen'e Dersini Verdi.70-72 !!!


Ligin 28. haftası puan cetvelinde üçüncü sırada bulunan Doping Pilsen ile lider durumdaki Fenerbahçe Ülker’i karşı karşıya getirdi. Normal süresi 62-62 eşitlikle tamamlanan bu zorlu mücadeleden Sarı-Lacivertliler 70-72 galip ayrıldı. Bu sonuçla Beko Basketbol Ligi'nde normal sezonu zirvede tamamlamayı garantileyen Fenerbahçe Ülker, play off'ta Doping Pilsen ile olası eşleşmesinde de seriye 1-0 önde başlayacak.

Maça Fenerbahçe Ülker, Roko Ukic’in üst üste bulduğu sayılarla etkili başladı ve ilk 4 dakikalık bölümü 6-9 önde geçti. İki takımın da skor bulamadığı dakikaların ardından Kerem Gönlüm ve Bootsy Thornton’ın basketlerine Marko Tomas ve Sean May ile karşılık veren Sarı Lacivertliler, ilk periyodu 12-15 önde tamamladı.

İkinci periyoda Fenerbahçe Ülker, Oğuz Savaş ve Sean May’in basketleri ile başlarken, Efes Pilsen ise Kerem Tunçeri, Nikola Vujcic ve Igor Rakocevic ile skor bularak 10’a 4’lük seri ile üstünlüğü ele geçirdi (22-19). Sarı Lacivertliler, Oğuz Savaş ile suskunluğunu bozarken, Roko Ukic ve Marko Tomas ile tekrar üstünlüğü ele geçirerek soyunma odasına 27-30 önde gitti.

İkinci yarıya iki takım da karşılıklı basketlerle başlarken, Efes Pilsen, Cenk Akyol ve Kerem Gönlüm, Fenerbahçe Ülker ise Roko Ukic- Sean May ikilisi ile basketler buldu. 26. dakikayı 35-39 Sarı Lacivertliler önde geçti. Igor Rakocevic’in ikili oyunlar sonunda bulduğu üst üste basketlerle Lacivert Beyazlılar 28. dakikaya girilirken 1 sayılık üstünlüğü yakaladı (42-41). Marko Tomas’ın basketine Kerem Gönlüm ile hemen yanıt veren Efes Pilsen, son periyoda 44-43 üstün girdi.

Final periyoduna Kerem Gönlüm’ün pota altından bulduğu basket ile başlayan Efes Pilsen, Ender Arslan ve Igor Rakocevic ile etkili oldu. Emir Preldzic ile bu dakikalarda skor bulan ancak savunmada açıklar veren Fenerbahçe Ülker karşısında Lacivert Beyazlılar, son 5 dakikaya 6 sayılık skor avantajı ile girdi (55-49). Ömer Onan ve Roko Ukic’in sayıları ile farkı kapatan Fenerbahçe Ülker, son 1.5 dakikaya girilirken skorda tekrar üstünlüğü ele geçirdi (59-60). Igor Rakocevic’in 3 sayılık basketine Ömer Onan ile karşılık veren Sarı Lacivertliler 62-62’lik skorla maçı uzatmaya götürdü.

Uzatma periyoduna Fenerbahçe Ülker, Oğuz Savaş ve Marko Tomas’ın sayıları ile iyi başladı. Maçın 43. dakikasına 64-68’lik skor avantajı ile giren Sarı Lacivertliler, Igor Rakocevic ve Kerem Tunçeri’in serbest atışlardan bulduğu sayılara da Roko Ukic ve Marko Tomas ile yanıt vererek maçtan 70-72 galip ayrıldı.

SALON: Sinan Erdem

HAKEMLER: Engin Kennerman-Alper Özgök-Serdar Ünal

DOPİNG PİLSEN (70): Cenk Akyol 3 (2 ribaund-2 asist), Igor Rakocevic 20 (5 ribaund-1 asist), Lawrence Roberts 7 (6 ribaund), Kerem Tunçeri 6 (4 asist), Bootsy Thornton 5 (2 ribaund-1 asist), Kerem Gönlüm 19 (9 ribaund-1 asist), Ender Arslan 4 (3 ribaund- 3 asist), Nikola Vujcic 7 (1 ribaund), Sinan Güler (1 ribaund-1 asist), Ersin Dağlı (2 ribaund)

FENERBAHÇE ÜLKER (72): Roko Ukic 19 (11 ribaund-2 asist), Ömer Onan 5 (1 ribaund-1 asist), Darjus Lavrinovic 2 (7 ribaund), Kaya Peker (7 ribaund- 1 asist), Oğuz Savaş 17 (5 ribaund), Marko Tomas 11 (1 ribaund-5 asist), Sean May 8 (1 ribaund- 1 asist), Emir Preldzic 10 (4 ribaund-5 asist)

1.PERİYOT: 12-15
2.PERİYOT: 15-15
3.PERİYOT: 17-13
4.PERİYOT: 18-19
UZATMA: 8-10

Beko Basketbol Ligi’nin 28. haftasında Fenerbahçe Ülker’in Efes Pilsen’i uzatma sonunda 70-72 mağlup ederek normal sezonu zirvede bitirmediği garantilediği derbi sonrası her iki takımın antrenör ve birer oyuncusu maçı yorumladı.

Düzenlenen basın toplantısında Lacivert-Beyazlıların çok güçlü bir rakip olduğunun altını çizen Fenerbahçe Ülker Baş antrenörü Neven Spahija, “Efes Pilsen’e karşı alınan her galibiyet çok önemli. Ufuk Sarıca da iki ayda çok önemli işler yaptı. Ama biz bugün iyi oynadık ve kazandık. Eksiklerimizi tamamlayıp playoffa hazır bir şekilde gireceğiz” dedi.

Sarı-Lacivertli oyunculardan Emir Preldzic de, “Çok zor bir maç odu. İki taraf da çok iyi savunma yaptı. Final maçı tadında bir derbiydi. Playofflar adına çok önemli 1-0 öndeyiz. Bu çok büyük bir avantaj çünkü Fenerbahçe Ülker ve Efes Pilsen şampiyonluk adına çok önemli iki takım. Takım arkadaşlarımı tebrik ediyorum, taraftarlarımıza da teşekkürlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu.

Mücadelenin çok sert geçtiğini ifade eden Efes Pilsen Baş Antrenörü Ufuk Sarıca ise, “Bugün sert mücadele izledik. Fenerbahçe Ülker’i hafta içindeki Galatasaray Cafe Crown maçının ardından gösterdiği mücadele ve aldığı galibiyetten dolayı tebrik ediyorum. İlk yarı istediğimiz hiçbir şeyi yapamadık. Özellikle hücumda bir telaş hâkimdi. İkinci yarı bunları düzeltip savunmadaki sertliğimizi de arttırdık. İki kez 6-7 sayı geri düşmemize rağmen maçı kazanacak hale geldik. Oyun disiplininden kopmayışımız, playoffa nereden girersek girelim şampiyonluk adayı olduğumuzun kanıtıdır” ifadelerini kullandı.

Lacivert-Beyazlıların Sırp oyuncusu Igor Rakocevic de, “Fenerbahçe’yi tebrik ederim. Zor bir maç oldu. İkinci yarıda ritmimizi bulduktan sonra özellikle savunmada çok iyi işler yaptık ve normal sürenin sonunda serbest atışlarla maçı kazanma şansını elimize geçirdik. Bugün gerçekten çok büyük bir efor sarf ettik ve mücadelemizden memnunum. Muhtemelen yarı finalde karşılaşacağız. O zaman çok daha iyi oynayacağımı düşünüyorum” diye konuştu.



* Tebrikler Koç ve oyuncularımıza.
* Bu kadar eksiğe rağmen Ufuk Sarıca geldikten sonra 2 Ay'dır iyi giden dopingçileri yenmek büyük zevk.
* Bazı arkadaşlar hesap yapıyordu,kaybedelim yarı finalde Dopingçiler gs ile eşleşsin,biz Banvit ile,finalde Dopingçilerle karşılaşalım diye ama asla bunu kabul etmem.Avantajımız olsa da ''Fenerbahçe her maçını kazanmak için çıkar,hesap kitap yapmaz'' .Hele ki Dopingçilere ve eziklere karşı hiç yapmaz.
* Play Off'larda en azından Saras ve Kinsey'in de dönmesi ve oynayanlardan hafif sakatlıkları olanlarında iyileşmesi ile daha hazır ve iyi durumda olacağız inşaallah.
* Maça gelirsek ; biraz önce FB TV'de banttan tekrarını izledim.Ukiç maçın yıldızı oldu.19 sayı,11 ribaunt,2 asist ile çok başarılı oldu.Ukiç'e Oğuz ve Tomas yardımcı oldu.Oğuz 17 sayı,5 ribaunt,Tomas 11 sayı,5 ribaunt.Tabii Lavrinoviç ve Kaya'nın 7'şer ribauntu ile Emir'in 10 sayı 5 asisti ile Tomas'ın gene 5 asisti dikkate değer.Sean May'in 11 dakikada 8 sayısı da önemli katkıydı.
* Ribauntlarda 36-41 üstünüz.DP uzunlarına karşı iyiydik.Sadece Dopingçi tutundu ama O da son 5 saniyede 2/0 serbest atış atarak  ilahi adalet ile iplerini çekti.
Sadece Rakoçeviç 20 sayı ile öne çıktı.Son attığı 3'lük bence 2 sayı olmalıydı,çizgi içindeydi ayağı.Uzatmaya gitmeyecekti o zaman oyun.
* Serbest atışlarımız birazcık düzelmiş.19/14.% 74.Daha fazla çalışmalıyız.

21 Nisan 2011 Perşembe

Fenerbahçe Ülker - Galatasaray Cafe Crown 83-80 (Salondan İzlenimler)


Artık her branşta kazanmanın yol açtığı rehavetle, bir derbi havasından çok uzakta başlayan maçın son kısmı, hakemlerin saçmalamasıyla ortam biraz alevlenirken, öne geçmeyi de başaran ezeli rakibimize galibiyet ve olası bir seride 1-0 önde olma keyfini yaşatmadan maçı tamamlayıverdik.


Şirinevler'de metrobüsten indikten sonra girilen ara yolda salona giden onlarca Fenerbahçeli olduğu gibi, bir sürü de karaborsacı vardı. Ya ellerine bedava geçen biletleri satmaya çalışıyorlardı ya da ellerinde patlamasın istedikleri biletleri, zira salon gişesinde maçtan öncede 10 liralık biletlerden satış vardı.

Benim biletim başka bir arkadaşta olduğundan o salona varana kadar girişe yönelmemiz mümkün olmadı, biz kontrol noktasından geçerken içerden şampiyon olan bayan basketbol takımımızla ilgili anons yapılıyordu ama maça geldiler mi sahaya inip kupayla selamladılar mı hiç bilmiyorum, göremedim.


İçeri girdikten sonra maraton altta sahaya yakın bir kısımdaki yere yerleşiverdik, güvenlik görevlileri gene en ön sırayı boşaltmış, özel güvenlikçileri dizmişlerdi. Çoğu kombineli olan tribünde etrafa bakınca bir sürü boşluklar vardı, zaman ilerleyince işten falan çıkıp gelen biraz daha olduysa da anlaşılan derbi maçını bir euroleague maçı kadar çokta önemseyen yoktu. Salonda maç vakti 10000 civarı bir rakama ulaşılmış olabilir.

Protokol tarafının üstlerine göre maraton üst daha kalabalıktı, gerçi bulunduğum noktadan
arkamı dönüp yukarıya bakınca sadece kafaları görüyordum, salonun ilginç bir mimarisi var. En önde olduğumu varsaysam bile arada geniş bir koridor boşluğu hakem masaları ile beraber sahaya belli bir mesafe de vardı.

Maç başlamasına yakın bir vakitte yerleştiğimizden , maç öncesi ambians ile ilgili hiçbir fikrim yok, büyük ihtimal boş denebilecek bir ortamda ısınmaya çıkmışlardır. Sadece Kaya Peker oley tezahüratına denk geldim, ben de kendimce üç harfli lakabını haykırıverdim.



Maraton tribünü ortasına ayakta biriken çoğunluğu FBD üyesi ufak bir kalabalık oluşuverdi. Bir yandan arkadakilerin görüşünü de kapatmamak için oturuyorken, hala oraya birileri gelince oturduğum yerden sahayı göremez oldum, zaman ilerleyip maçta hararette artmaya başlayınca maçı ayakta takip etmeye devam ettim.

Pota arkası ile karşılıklı yapılan birkaç tezahürat haricinde bu tribünün daha çok maçın içinde olup, sol tarafının bizim oyuncuları motive etmesi, sağ tarafının da sürekli rakip koç ve benche gelen oyuncularla uğraşması lazımdı. Ama sete çıkan Büyük Alper'in bazen tezahürat girme istekleri pota arkasının katılımı olmayınca canlarını sıkmış olsa gerek ilk devrenin kalan kısmında suskunlaştılar. İkinci devre ise top rakipteyken tezahürata sağlam girip, bize geçtiğinde yorulup susuyorlardı. Zaman zaman hakemlere tepki için yeter artık,yeter artık ulan diye bağırılıyordu. Hakem noluyor .ötün başın oynuyor diye bağırılmayan bir maç oluverdi.

Burada arkada oturan çök çökçülerin rahatıyla uğraşırken, Abdi İpekçi'de ki maçta maraton tribününü dolduran tezahüratçı kitlenin nasıl olduğu aklıma geldi. Ligin ilk yarısındaki maçtaki atmosfer buradakinin 10 katı daha sert ve agresifti, derbi galibiyetine ve basketbolda başarıya aç olmarı nedeniyle her türlü pisliği yapmışlardı, sahaya atılan yabancı maddeler torpiller, toplu halde defalarca edilen küfürler vb. Ama salonun büyük çoğunluğu maç boyu ayakta maçın içinde olmuştu.

Devre arası da büfedeki görevlilerle su alırken para üstü tartışmamız oldu, hem bardak suların ambalajını açmamız lazım diyorlar ama dışarda duran dolaptan millet soğuk suları kendi alıyordu, diğer yandan para üstü yada onun yerine kağıt fişte vermiyorlardı. Bu nedenle karşıyaka maçında gözlemciler tarafından disiplin kuruluna sevkedilip ihtar almışız ama problem büfe işletmecilerinde.


Pota arkasındakiler maçın ilk devresi saldırın forma için sizde savaşın... bestesini söyleyip kendi aralarında da yukarı aşağı bölünerek yaptılar, daha sonra kısa bir süre maratondaki ayakta duranlarla karşılıklı yaptılar ama maç devam ederken bu fazla sürmedi.

Molada başlayıp sırasıyla bütün tribünlerle karşılıklı Fenerbahçem benim,biricik sevgilim... daha sonra bütün salona karşı yapıldı. Bu aşamalarda salondan gerçekten iyi ses çıkıyordu.

Amigo Yücel ilk devre pota arkası ortasında bir yerde duruyordu, sahaya yakın sette ise diğer elemanları vardı. Bunlar devre sonuna doğru iyice kendilerini eğlendirmeye kaptırıverdiler. Oyunda ne oluyor hücum kimde, kaç saniye kalmış bakmıyorlardı. Tezahüratı yapıp, melodi kısmında koltuksuz kısımda bütün herkes sağa sola koridor yapıyordu. Devrenin bitimine saniyeler kalmış rakip son hücumu yaparken, onlar eğlencenin peşindeydi. Hani tamam salonda ıslığı baskıyı sürekli orası yapacak değil ama bu amigolar maçı takip etmeyip kendilerini eğlendirme peşindeyse de bir faydaları olmuyor.

Maçın bitimine 1.55 dk varken, fark beş sayıydı. Mola sırasında oradan pınarbaşı sesleri yükselince yahu bu adamlar hiç ders almazlar mı, bu nasıl saçmalık diye sinirleniverdim. Salon ayaklanıp pınarbaşı yapıyordu ki bitimiyle sayıyı da yemiştik zaten. Pınarbaşı için ayaklanıp coşan millette bir ilginçti, skor eşitlenince oturdukları yerden tezahürat eden yoktu.



Olduğum yer rakip benche yakın olduğundan maç başladığı andan itibaren onlarla uğraşmaya müsaitti. Etraftakilerle beraber sürekli sataşmalar laf atmalar,sayılarla kol geçirmeler gırla gidiyordu. Ne zaman oktay alan ihlali yapacak olsa herkes ayaklanıp tepki koyuyorduk, buna rağmen maç boyu her pozisyona itirazla ağlamaya devam etti.
Bir yandan oktay'a bir yandan her fırsatta tutku'ya sararak sataşmalar sürdü, ilk maçta yaptığı çirkeflikleri millet unutmuş olsa gerek ki maç sırasında hatırlatmak gerekti.


Bizim koçu daha ilk periyotta hakemler uyardıklarında taraftarlar da sinirleniverdi. Diğer hakem uyarıp giderken, erşan kartal'ın tekrar üsteleyerek yanına gidip itici tavırlarla uyarı yapması ne kadar uyuz biri olduğunu gösterdi. O andan başlayarak maç boyunca da verdiği her karar tepkilerle karşılandı, oturan kitlenin dayanamayıp ayaklandığı anlarda başrolde hakemler vardı, aleyhimize verdikleri kararlardan sonra lehimize düdük çaldıklarında dahi büyük tepki çektiler. Maçın çığrından çıktığı belli anlarında sahaya atılan ufak tefek maddeler de oldu ama kimseye isabet etmedi.



Maç boyu fazla keyif alamadığım ortamda, tribünün hali yanısıra takımın oyunu da kötü olunca iyice can sıkıcı oldu. Arada bir yaşanan gaz anlarında salondakilerin en azından tamamıyla ruhsuz olmadıkları görülüyordu, bir anda yayılan her zaman her yerde en büyük Fener sesleri etkileyiciydi. Maçın ilk devresinde ruhunuz varsa ayağa kalkın diye üst kattakilere çağrı da yapılmıştı.
Maç bitimine doğru rakibin öne geçmesiyle biraz daha kıpırdanan salondakiler gelen üçlük ardından büyük coşku yaşadı.
Sonrasında rakibin büyük baskı ve uğultu eşliğinde hücumunda top kaybıyla beraber faulle duran oyunda, bütün salon kümede kal tezahüratıyla ezeli rakip taraftarlarının manevi duygularına sataşma yaptı.

Bu arada maçı kazanmış gibi seviniyorken Ömer bir faul atışını kaçırınca, son bir şutla uzatmaya götürmeyi zorladılar ama haluk yıldırım savunma üzerinden beceremedi. Öyle çok aşırıya kaçan bir sevinç dalgası yaşanmadı, işte böyle her sene böyle... diye tezahüratlardan sonra bizim oyuncular alkışlanıverdi, çıkışa yönelen rakip oyuncular ve hakemlere tepkiler tacizler oldu.
Kaptan Ömer Onan rakibin kullandığı çıkış körüğünün önüne giderek yabancı madde atan taraftarları sakinleştirdi ama orada tutku'nun el işaretiyle tahriğini görmemiştir bile.
Abdi İpekçi'de ki maçta aldıkları galibiyetten sonra dakikalarca ayrılmayıp üçlüler çeke çeke kutlayan galatasaraylılara kıyasla daha sakin geçiverdi. Oyuncular salonu alkışlayıp ayrılıverdiler.

Salon hızla boşalırken, Damir Mrsiç bizim önümüze gelip oradaki hayranlarıyla fotoğraf çektiriyordu, bu arada pota arkasında bir baba hindi sesleri yükseliyordu. Dışarıya çıkarken bu maç Caferağa'da oynansaydı en az 15 fark atabilirdik, orada takımı savunmada ateşlemek rakibe baskı kurmak konusunda çok daha becerikliyiz diye anlatıyordum. Büyük salonları sevmeyen biri olarak Caferağa'yı çok özleyeceğimi anladığım maçlardan biri daha geçiverdi.